Sedat Katırcıoğlu ve Muğla’lı olmak.

Posted on Şub 27, 2010 in Yazılar

Dünyaca ünlü hemşehrimiz Prof. Dr. Sedat Katırcıoğlu, Muğla şehrinin insanlığa armağanlarından sadece birisi.

Her şehrin, hatta her beldenin bir yardımlaşma, dayanışma, kaynaşma, kaynaştırma, olgunlaştırma vs derneği vardır. E herkesin olur da biz Muğlalı Efelerin de bir derneği olmaz mı? Muğlalılar ve aslında genelinde tüm güney Egeliler birlikten, birleşmekten pek hoşlanmaz, bireysel çabalar, başarılar, kendi kendisine yeter olmaya çalışmak bizler için daha önemlidir. Herkes için birlikten doğan kuvvet, bizde malesef bireylikten doğabilir.

Muğla, tarihte yetiştirdiği büyük Türk evlatlarıyla meşhurdur. Turgut Reis, Neyzen Tevfik, Yunus ve Nadir Nadi, Şükrü Kaya, General Mustafa Muğlalı, Zihni Derin, Nail Çakırhan, Sedat Katırcıoğlu ve daha niceleri. Bir de anadan doğma değil de, sonradan olma meşhur Muğlalılar vardır. Halikarnas Balıkçısı, Osman Hamdi Bey, Can Yücel, Zeki Müren bunlardan bazılarıdır. Muğla Türkiyede okuma yazma ve bilim insanı yetiştirme oranlarında en üstte gelir. Tüm dünya bizim Milet’li Tales’in ve Muğla’lı Heredot’un hemşehrileri olduğumuzu bilir.

Sedat Hoca, kulak, burun ve boğaz konusunda ihtisas yapmış ve bu konuda dünya tıp literatürüne girmiş yegane Türk bilim insanıdır. Binlerce genci yetiştirmiş, yüzlerce insanın hayatını kurtarmış, kendisini insanlığa adamıştır. Kitap derneğimiz tarafından “BİLİME ADANMIŞ YAŞAM” başlığıyla çıkarıldı, ancak bence Sedat Hoca hayatını Bilim’den önce İnsan’a adamıştı. Bir tıp doktoru için de 80 yıldan geriye bakıldığında daha büyük bir mutluluk olmasa gerek.

Bir diğer mutluluk da benim için, yıllardır dişe dokunur ve ciddi bir faaliyeti olmayan biz Muğlalılar Derneğinin de böyle anlamlı bir günde, Hocamızın yanında oluşu ve ona hayatının anlatıldığı kitabı hediye etmesidir. Evet bizler de otobüslere doluşup, pikniğe gidip, mangal yakıp, ip atlayabilirdik; bizler de kooperatifler kurup sözde insani, özde ticari faaliyetlerde bulunabilirdik; bizler de düğün dernek bir araya gelip, davul zurna vur patlasın, çal oynasın eğlenebilirdik. Biz ne yaptık, tüm bunların yerine? Aylarca çalışıp, ekip olmayı başarıp, kitap çıkardık; dişimizden tırnağımızdan artırıp onlarca çocuğa burs imkanı tanıdık; Muğla’lı çocukların İstanbul gibi bir şehirde kaybolmamaları için, onlara mentorluk yaptık, rehberlik yaptık, dertlerini paylaştık.

Galiba biz Efeler bir yaptık mı, pir yapmak istiyoruz. Özellikle Sayın Başkan İzzet Akkoyun, Genel Sekreter nam-ı diğer Zeybekbaşı, Abdullah Kırbaş, abimiz, hocamız Mehmet Atar ve maalesef benim içinde fazlaca aktif olarak bulunamadığım diğer gönüllü ekip arkadaşlarının büyük çabaları bu derneği diğer 80 ilin ve bilimum beldelerinin derneklerinden farklı kılan, çıtayı bunca yükselten bu organizasyonun ve Türk yazın tarihine armağan edilen bu kitabın baş aktörleri olmuşlardır.

Sedat Hoca Muğlaya, Muğla Sedat Hocaya yakıştı o akşam.

Tüm emeği geçenler; sağolun, varolun.

Serter Karataban

27.02.2010